Aklımda kalacağıma not defterimde kalsın
Lifehackerlar arasında çok popüler olan bir çalışma sistemi var. İsmi “Getting things done”. İşleri halletmek, katlayıp kenara koymak şeklinde tercüme edilebilir. Bugüne kadar birçok aşırı meşgul iş adamının hayatını hale yola koymuş David Allen isimli bir verimlilik gurusunun kitabı. (Lifehacking de neyin nesi diyorsanız: https://chatkapi.com//lifehacking, David Allen: http://www.davidco.com)
Açıkçası kitabı henüz bitiremedim ama sistemin mantığını anladığıma inanıyorum. David Allen diyor ki: Hayatta mutlu olmak için kafamızın boş olduğu zamanlar olması lazım.
Bunun için de güvenilir bir kafa boşaltma yöntemi bulmamız ve artık kafamızı nereye boşaltıyorsak, orayı düzenli bir şekilde kontrol edecek disipline sahip olmamız lazım. Sistemin özü bu. Aslında bütün kitap bunu yapabilmemiz için tavsiye edilen bir yöntemi anlatıyor.
Şöyle ki: İşlerimizi öncelikle projelere ayırıyoruz. Proje olarak gördüğünüz şeyler sadece iş ile ilgili olmak zorunda değil. Taşınmak, evi toplamak, düğün planlamak gibi şeyler de olabilirler. İkinci adım olarak projelerimizi küçük, yenilir yutulur lokmalara bölüyoruz. Fakat asla bu lokmaların hepsini aynı anda düşünmeye çalışarak vakit kaybetmiyoruz. İleri safhalarını zamanı gelince düşüneceğiz. Akıllı insanlarız, hallederiz evelallah. Projenin bir sonraki adımı her ne ise sadece ona konsantre oluyoruz.
Örneğin bir sonraki adım 5 dakika içinde halledilebilecek bir şey ise (mesela bir telefon konuşması), hiç düşünmeden ve oyalanmadan yapıveriyoruz. Daha uzun sürecekse iki seçeneğimiz var; ya erteliyoruz ya da delege ediyoruz (tabii delege edebileceğiniz bir insan varsa).
Erteliyor ya da delege ediyorsak, düşünce yakalama gerecimize kaydediyoruz. David Allen’ın tavsiye ettiği düşünce yakalama gereci 43 adet zarftan oluşuyor. Ayın her günü için bir zarf ve her ay için birer zarf daha (31+12=43). Zarfların içinde o gün veya o ay yapmanız gereken işler birer kağıt parçasında yazılı duruyor. Örneğin bugün ayın 14’ü. 14 numaralı zarf en önde duruyor. Ay zarfları arasından da Nisan en önde duruyor. Her gün ödeviniz o en öndeki günün zarfını boşaltmak. Akşama boşalmamışsa içindekileri başka bir zarfa aktarmanız (ertelemeniz) gerekiyor. Sabah geldiğinizde, dünün zarfını en arkaya koyup bugünün zarfını boşaltmaya çalışıyorsunuz. Ay sonunda Nisan zarfının da boşalmış olması gerekiyor (İnternet’te lifehacker’ların kaynaşma yeri olan 43folders.com (http://43folders.com) sitesinin ismi bu 43 zarftan geliyor işte).
Bu işi zarflarla değil, bilgisayarınızdaki klasörlerle, minik bir cep bilgisayarı ile ya da bir kıskaç ile birbirine tutturulmuş ve cebe sığacak şekilde kırpılmış kartonlarla da yapabilirsiniz. Kendinize en uygun düşünce yakalama gerecine siz karar veriyorsunuz. Ben şahsen Harry Potter’da Dumbledore’un hatıralarını saklayan pensieve denilen kâseyi hepsine tercih ederdim.
Bir de bu lokmaları bağlı oldukları projelere göre değil de çerçevelerine göre ayırmak gibi bir hile var. Örneğin telefon konuşmaları bir arada, dışarıda yapacağınız işler bir arada, bilgisayarın önünde yapacağınız işler bir arada gibi. Böylece dışarı çıktığınızda projeden bağımsız olarak yapmanız gerekenleri daha rahat görebiliyorsunuz. Ya da telefonun ahizesini kaldırdığınızda, yerine koymadan önce bir de şunu arayayım diyebiliyorsunuz.
Aklı başında bir insan olarak zaten işlerinizi benzer şekillerde hallediyor olabilirsiniz ama bizim gibi günlük hayat mühendisliğinde cılız biriyseniz “Getting things done” işinize yarayabilir.
GTD’yi ben Moleskine defterlerini araştırırken öğrenmiştim. Bir çok kişi, Moleskine Hack’leri ile defteri GTD ile uygun şekle sokup o şekillde kullanıyorlardı. Hatta GTD’yi Google’nin ürünleri ile kullananlar var(Takvim,Not defteri…). Kitapı alıp okumam lazım en kısa zamanda.
Haklısınız. Moleskine defterleri de lifehack’ciler için tam bir fetiş.
GTD maalesef biraz düşününce ortaya çıkıyor ki, yine bir disiplin işi. Disiplininiz varsa GTD’siz de işlerinizi yoluna koyarsınız.
Siz de haklısınız Kilimanjaro. disiplini olanlara bir kolaylık, olmayanlara da ittirici bir güç olsun diye yazayım dedim.
Ben bir web sitesinde BOBİ diye bir deyim okumuştum. Anlamı da bir oturuşta bitirilecek iş demekti. Bu anlamda projeleri bobi’lere bölmek de iyi fikir.