Categories
blog vatan

RSS ile sevdiğiniz sitelerin abonesi olun

Sürekli takip ettiğiniz siteler varsa, RSS ne demektir ve nasıl kullanılır bir şekilde radarınızdan kaçtıysa, bu hafta size pek güzel bir kolaylık göstereceğim.

Sürekli yayın yapan çoğu sitenin, hepimizin görebildiği sayfalarının dışında yayımladığı, insanlar için değil de makineler için yaratılmış RSS kaynak dosyası diye bir şey var. Bu dosya, sitenin yayımladığı haberlerin, siteden koparılıp kaynağından bağımsız olarak başka yerlerde yayımlanabilmesini sağlıyor. Siteye yeni bir haber eklendiğinde, bu RSS dosyası da aynı anda güncelleniyor.

RSS dosyasının da bir web adresi var. Bu adres genelde sitelerin altlarında bir yerlerde (yanda gördüğünüz gibi) turuncu bir ikon ile temsil ediliyor. O turuncu ikona sağ tıklayıp, adresi kopyalayabiliyorsunuz. Önemli nokta bu adres ile ne yaptığınız.

Categories
blog vatan

Gezgin satıcı problemi

Problemimiz şöyle: Arabası ile Türkiye’yi dolaşarak satış yapan bir satış temsilcimiz var. Dolaşması gereken 40 şehir olsun. Beyefendi mümkün olan en az benzini harcayarak 40 şehri hangi sıra ile ziyaret etmelidir? Bu 1800’lerde ortaya çıkmış ünlü bir problem. Literatürde “The Travelling Salesman Problem (TSP)” olarak geçiyor.

Problemi her zaman kaba kuvvetle çözmek mümkün. “Kaba kuvvet”ten kastım, zeka kullanmadan bütün şehirlerin aralarındaki mesafeleri dikkate alarak, bütün sıralamalar arasından en düşüğünü seçmek. Ancak problemi böyle çözmek için “40 faktoriyel” işlem yapmak gerekiyor (1 x 2 x 3 x … x 39 x 40 = 8 x 10 üzeri 47 korkunç bir sayı). Dolayısıyla kaba kuvvetle çözmek süper bilgisayarlar için bile çok uzun zaman alıyor.

Categories
blog vatan

Birlikten zekâ doğar

Bir işçi arının beyni oldukça primitiftir ve şu tipik işleri yapabilir: Kovanın dışına çık, dolaş, polen bul, kovana getir, başkaları bu polen kaynağını keşfetmemişse dans ederek yönünü, uzaklığını, yoldaki rüzgarın gücünü arkadaşlarına bildir. Fakat birbiri ile iletişim halindeki binlerce arı bir araya gelince karmaşık problemleri ağzımızı açık bırakacak yönetmlerle çözebiliyorlarlar.

Örneğin, Howard Bloom Bey’in “The Lucifer Principle” isimli kitabında okuduğum bir bilimsel deneyde, bilim adamları arıların besin için ne kadar uzağa gideceğini ölçmek üzere bir kovanın yakınına bir kap şekerli su bırakıyorlar. Arılar hemen keşfedip bundan faydalanıyorlar. Akşam su kaldırılıyor ve ertesi sabah kap biraz öteye konuyor. Bu günlerce böyle devam ediyor, şekerli su kabı her gün eşit uzaklıklarla kovandan uzaklaşıyor. Sonunda sabah elinde şekerli kabı yerleştirmeye giden bilim adamı, arıları tam o gün kabı yerleştireceği yerde beklerken bulmaya başlıyor.

Yani, koca bir beynin nöronları gibi davranan arıcıklar, aralarındaki iletişim sayesinde bir araya geldiklerinde matematiksel bir seriyi çözebiliyor.