Podcasting: Sesli blog’lar
Podcasting en basit anlamı ile ses dosyaları üretip tüm internet ile paylaşmak manasına geliyor. Bir nevi sesli blog. Blog yazmak nasıl amatör gazeteciliğe benziyorsa, podcasting de amatör radyoculuğa benziyor.
Canınızın istediği gibi bir radyo programı kaydediyorsunuz ve blogunuza koyuyorsunuz. Dinleyicileriniz programınızın RSS kaynağını kaydediyorlar ve bu ses dosyasını yayınlanır yayınlanmaz otomatikman indiriyorlar, hatta bu iş için kullanılan programların çoğu ses dosyalarını MP3-çalarınıza da yükleyiveriyor.
Şu anda işe amatörce başlamış ama artık yüzbinlerce kişi tarafından dinlenen, inanılmaz reklam gelirleri olan ingilizce podcast’ler mevcut. Özellikle akademisyenler bu formata bayılmış durumdalar. Bazıları bütün derslerini, konferanslarını kaydedip sonradan podcast olarak dünya ile paylaşıyorlar. Komedi podcast’leri, skype ile dünyanın öbür ucundan birine canlı bağlantı yapılabilen röportaj tadında podcast’ler, bilim kurgu hikayeleri okunan podcast’ler, bağımsız müzik çalan podcast’ler, sahibinin yaşadığı şehrin seslerini dinlettiği podcast’ler, kısacası ses ile taşınabilen her tür bilgi için podcast’ler var.
Bir de iPod Video’larla ya da başka video gösteren gereçlerle (mesela bilgisayarınız) takip edebileceğiniz görüntülü podcastler var. Bunlar da birer amatör televizyon programı. Adına vidcast ya da video podcast diyorlar. Ses dosyası yerine video dosyası indirmenizin dışında bir farkları yok.
Bu fenomene ismi ile katkıda bulunan iPod da artık içinde podcast desteği ile beraber geliyor. Tabii kelime itibariyla her podcast bir iPod reklamı olduğu için, bu Apple açısından akıllıca bir hamle olmuş. Şu anda bir iPod’unuz varsa iTunes programı ile kendinize birkaç podcast seçip takip etmeye başlamak çok kolay (sağ kolondan “podcasts”, sonra sağ alttan “podcast directory”). Ama podcast dinlemek için bir iPod’a ya da herhangi bir MP3-çalara ihtiyacınız yok. Bilgisayarınızdan da dinleyebilirsiniz.
iTunes’a bağlı kalmak zorunda da değilsiniz. Milyonlarca podcast’i bir arada bulabileceğiniz bir servis var: odeo. Flickr fotoğraflar için ne demek oluyorsa odeo da podcast’ler için o demek oluyor.
Maalesef henüz ortada fazla türkçe amatör podcast yok. Daha çok halihazırda içerik üreten kurumlar yani radyolar, televizyonlar ve gazeteler; yaşasın yayılacak yeni bir mecra daha çıktı diyerek, düzenli olarak ürettikleri içeriği podcast halinde sunuyorlar. Bunların neredeyse tam bir listesini http://yoktu.com/podcast adresinde bulabilirsiniz. Amatörler arasında en sevdiğimiz türkçe podcast ise Türker Keskinpala’nın yayına yeni başlayan “Insomnia Radio Turkey“‘i.
Sistem kısaca böyle. Hoşunuza gittiyse, kendi podcast’inizi nasıl yayınlarsınız, dinleyecek podcast nereden bulabilirsiniz, bunları hangi programlar ile indirebilirsiniz gibi sorularınızı Serdar Kuzuloğlu podcast rehberi isimli sitesinde harika şekilde cevaplıyor. Konuya başlangıç noktanız http://podcastrehberi.com olsun.
Hasan, bu yazindan ve Vatan gazetesinin ekindeki yazidan ne yazik ki simdi haberim oldu. Cok gec kalmisim ama cok tesekkur ederim IR Turkiye’den boylesine guzel ve favori podcast’imiz diye bahsettigin icin. Eminim bir cok okuyucundan podcast’e abone olan olacaktir. Tekrar cok tesekkurler.
[…] sevgili Hasan Yalçınkaya, Vatan gazetesindeki ChatKapı isimli teknoloji köşesinde Insomnia Radio Türkiye Podcast’ten “favori podcast”imiz diye bahsetmis. Bu yazı […]
Rica ederim Türker, ipodumuzun gülü irtr.